27 Haziran 2010 Pazar

The Bouncing Souls – Ghosts On the Boardwalk

BS’u keşfim taa Built To Last dönemi Sick Of It All fanlığı günlerime denk geliyor. Lou Koller’ın ağzından çıkan her kelimenin kanun olduğu o eski ve mutlu günlerden birinde bir fanzin, Koller kardeşlere o sıralar en sevdikleri grupları sorar ve aldığı cevap “Good Riddance ve the Bouncing Souls”dur. O dönem ABD hc camiasının diy olmayan kanadı, SOIA ne yaparsa onu taklit etmektedir. SOIA’da bu eğilime gıcık olup her albümde o sıradaki trendin tam tersine gitmektedir ( misal, Scratch the Surface ile dalga dalga yayılan ilk metalcore akımından sonra gidip Built To Last gibi punk köklerine yakın bir albüme imza atarlar ). Good Riddance ile the Bouncing Souls, Koller kardeşlere göre bu rüzgarlara kapılmadan kendine özgü bir tarz yaratabilen ve ona bağlı kalan az sayıda gruplar arasındadır. Bugün maalesef bir başka yazımızın konusu olacak ve bu topraklarda nedense hiç esamesi okunmamış bir efsane olan Good Riddance artık yok fakat The Bouncing Souls 20 yıldır hala dimdik yoluna devam ediyor. Aslen geçtiğimiz yıl her biri ayrı ayrı yayınlanmış bağımsız singleların bir toplaması olan bu albüm, punk rock ve hardcore’u en dengeli sentezleyen gruplardan biri olan BS’un en iyi albümü değil. Gel gör ki eski ürünlerine göre çok daha fazla Springsteen ve rockabilly etkisi taşıyan bu eserde özellikle şarkı sözleri o kadar duygu yüklü ki, özellikle 30+ bir punk ve hardcore dinleyicisinin bu albümü dinlerken etkilenmemesi de imkansız. Gasoline, When You’re Young ve albüme adını veren Ghosts On The Boardwalk mükemmel besteler fakat kapanışa doğru saklanmış We All Sing Along adında bir marş var ki albümde, sırf onun için bile BS fanı olacağınızdan eminim. Kaçırmayın.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder